20 Haziran 2017 Salı

Cübbelilerden, Cübbeli Ahmet Hoca'ya: 'Yahu sen nasıl tescilli bir yalancısın arkadaş' | Mehmet Fahri Sertkaya yazdı...


İyice giriyorlar birbirlerine...


Binbir parçaya ayrılmış durumda olan bozuk tarikat İsmailağa'nın, Masum Bayraktar (Fatih Medreseleri) kolu, özellikle son dönemde köşeye sıkışıp durdukça sayısız kere yalan söylediği ve iftira attığı ispat edilebilen Cübbeli Ahmet Hoca denilen şahıstan bile daha bozuk.


Bunca yıldır anlattığımız türlü türlü rezilliği var bu Cübbeli'nin ama bu Masum Bayraktar kliği ve de bu kliğin mensubu bu ekranda gördüğünüz Recep Konuk, anlattığımız bu hakikatleri samimiyetle ele alıp gür sesle anlatmak yerine, Cübbeli'nin avukatının babasının FETÖ'cü olduğundan dem vuruyorlar. Ve Recep Konuk bunu "Bomba etkisi yapacak açıklamalar" olarak tanımlıyor. O da net değil, elinde sadece, avukatın babasının telefonundan Bylock çıktığı bilgisi var. Başka bir şey bilmiyorlar. Avukat hakkında da bir şey bilmiyorlar. Zaten hukuk da bilmiyorlar. Zaten İslam alimi, hatta mutasavvıf alimler olarak görünmeye çabalıyorlar ama doğru düzgün ilim, irfan sahibi değiller ve hak, hukuk da umurlarında değil. Bylock çıkması ile kimse terörist ilan edilemez. İdari kadrosu ihanete varmış bir İslam cemaatine tabi olan herkes, toptan terörist, FETÖ'cü de ilan edilemez. Birileri siyasi geleceğini kurtarmak ve vatana ihanete kadar varan somut binlerce suçlarından dolayı yargılanmamak için hukukun ırzına geçmeye teşebbüs etmiş olabilir ve halkın ciddi bir kısmı bile bu hususta kandırılmış, aldatılmış olabilir ama alim/hoca sıfatı ile meydana çıkan kişi de bunlara tepkisiz kalır, bu oyunlara kendi menfaatleri gereği alet olursa, aynı taktiklerle hasım gördüklerini harcamanın vesilesi yaparsa, söz hiç uzatılmadan kendisine "Hadi oradan lüzumsuz herif. Hiç mi mürekkep yalamadın ya da hiç mi Allah inancın ve Allah'tan korkun yok?" denilir. Bir kimse, FETÖ denilen ve üst kademesi gerçekten vahim suçlara bulaşmış olan bu cemaate, gerçekten mensup olsa bile ve cemaat içinde yoğun olarak kullanılan ama uygulama mağazasında herkese açık olarak indirilebilen ve isteyen herkes tarafından kolayca kullanılabilen yazılımı da kullansa, bu yazılım üzerindeki yazışmalarında somut şekilde terör suçu unsuru bulunamadıktan sonra ve adaletle yargılanıp bu durumu ispatlanamadıktan sonra, terörist ilan edilemez. Eden kişi ile dünyada ya da olmadı ahirette hesaplaşmak zorunda kalır ki iftiranın ne büyük bir günah olduğunu, geçen sefer ki videolarında, iftirayı adet edinmiş Cübbeli'ye cevaben kısaca izah etmişlerdi.


Akademi'de anlattıklarımızı anlatsalar "Bomba etkisi yapacak açıklamalar'' dediği şeye kıyasla "Atom bombası" sayılır, ispatları ile gözler önüne serdiğimiz o mevzular, o sarsıcı gerçekler... Cübbeli'yi daha kısa sürede gerçek yüzü ile tanıtmalarına da vesile olur ama bununla birlikte beraberce mensup oldukları yollarının, İsmailağa'nın, baştan ayağı bozuk olduğunu da anlatmış olurlar. Geçelim 20 yıldır akıl sağlığı yerinde olmayan Mahmud efendiyi, Ali Haydar efendide bile bir hüner olmadığını da ister istemez anlatmış olurlar. Mevzu da hemen kapanır ve bu tartışmalar bilter ama bu şekilde kendi topuklarına sıkmış olurlar. Bu şahıslar, görünmek istedikleri kalıbın adamı olsalar, o bozuk yolda bir dakika daha durmazlar.

Bu Masum Bayraktar grubunun önceki videolarında da Cübbeli'nin üzerinde bulunan huylar, tavırlar, samimiyetsizlik, aynı derecede hakimdi. Şimdi bu videolarında da görülüyor. Yok birbirlerinden farkları.

Bu Recep Konuk'un, 'efendi hazretleri' dediği, mürşid hatta müceddid olduğunu iddia ettiği ama bir cami imamından ya da çok çok bir müftüden başka bir şey olmayan Mahmud efendiyi, birileri zehirlemişse, iddia ettiği gibi zehirleyenin kimliği de belli ise, hanımı bile "Eşimi zehirlediler" diyorsa, neden savcılara basın yolu ile suç duyurusunda bulunuyor?

Mahmud efendi "Beni zehirlediler" deyip davacı olsun? Adam koca müceddid ve cemaatin başında. Bunca şeyin hakkından geliyor da şu kadarcık mevzuya mı takılıyor? Yok eğer zehir derken akıl sağlığını alacak bir şeyden bahsediyorsa ve Mahmud efendi akıl sağlığı alınmış bir halde ise hanımı davacı/şikayetçi olsun? Hiç olmadı, hukuk yoluna enteresan şekilde gidemiyorlarsa, Mahmud efendi "Ben bu şahısların arasında kalmak istemiyorum" deyip alsın başını çıksın kendi hanesine, başka bir haneye?

Ya da konuşan bu şahıs, Recep Konuk çıksın kendisi şikayetçi olsun? Zaten zehirlediğini iddia ettiği kişinin ismini de verdi. Bu andan itibaren ya ispat da eder, ya da kendisi de, tıpkı saldırıp durduğu Cübbeli gibi müfterinin teki olarak ortada kalır. Muhatabını yalancılık ve müfterilik ile suçlayan bu şahıs, yoksa elinde somut ispat olmadan mı alemin önüne çıkıp isim vererek böyle çok ağır suçlamalarda bulunuyor? İsim vererek suçlayabilecek kadar elinde somut delil varsa, ne duruyor ve sözü, mücedeleyi böyle gereksiz yere uzatıyor, neden basın yolu ile suç duyurusunda bulunuyor? Gitsin hiç olmadı kendisi suç duyurusunda bulunsun? Bunca Müslümanla dalga mı geçiyor bunlar?

Bu ne rezilliktir böyle... Tencere dibin kara, seninki benden kara... Adları gibi biliyorlar Mahmud efendinin 20 senedir kendini bile tanımadığını, birkaç saat öncesini hatırlamadığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını, Prof. Dr. Sefa Saygılı dahil çok sayıda psikiyatra götürüldüğünü ama şifa bulunamadığını, yetmezmiş gibi sihir/büyü tesiri ile de ailecek acınacak hallere düşürüldüğü, üfürükçülere bile koşulup çare arandığını... Biz bunları yıllar önce ispatları ile gözler önüne serdik, bütün Türkiye'ye duyurduk ve dürüst karakterli herkes için mevzuyu orada bitirdik, kapattık. Ve adları gibi biliyorlar, bütün bunlara rağmen ismi üzerinden tartışıp atışıp durdukları Mahmud efendinin, mürşid, müceddid hatta veli ve hatta istikamette bir zat bile olmadığını ama dinimizi ve böyle tasavvufi kavramları/makamları siyasetlerine, menfaatlerine alet ediyorlar. Çok çok kuvvetli nifak alametleri bunlar. Zaten merhum büyüğümüz Arif Ahmet Denizolgun, Cübbeli hakkında, herkesin işiteceği şekilde açıkça "münafık" derdi.

Şu Recep Konuk şu videoda, şu kadar kısa sürede, topkı münafık denilen Cübbeli'nin sık sık yaptığı gibi, farkına varamadan aslında kendi cürümlerini sıralıyor. Kendinin ne olduğunu aleme ilan ediyor ama umurunda da değil, birkaç dakikalık şu videoda kendisi ile nasıl tezatlar sergilediğini kavrayacak kadar sükunete, zekaya, seviyeye ve en önemlisi samimiyete de sahip değil. Anca ekranlara oynuyor. Cübbeli'yi eline düşürüp "Başkomutan" çektiren ve FETÖ ile bütün suçları uzuuunn yıllar boyu beraberce işleyen AKPKK'ye, diğer videolarında yıkama yağlama yapacak ve bunu din adamı görünümü ile yapacak kadar samimiyetsizler.

akademi dergisi, bylock, cübbeli ahmet hoca, doç dr. sefa saygılı, FETÖ, ismailağa cemaati, mahmud ustaosmanoğlu, masum bayraktar, recep konuk, sahte mürşidler, Mehmet Fahri Sertkaya,

İsmailağa'nın kan kaybettiğini söylüyor. Doğru.. Lakin bu yeni bir şey değil. Son yıllarda hızla eriyorlar. Çünkü altı seneden fazladır bu bozuk yolun dibini oyuyoruz büyük bir gayretle ve örnek bir duruşla ve bütün Türkiye'ye her şeyi çoktan anlattık. Her yönden ele aldık, 'Sizin dininiz, sizin sonsuz saadetiniz üzerinden işte bunları yapıyolar, işte sizi böyle sömürüyorlar. İşte müceddid dedikleri adamın hali. İşte müceddid ilan ettikleri sempozyumdaki sahtekarlıklar. İşte en büyük hocaları bilinen şahısların dip seviyesi, ilimsizlikleri, akıllara zarar fetvaları v.s." dedik anlattık. Bir kişi bile karşımıza çıkamadı. Ana kolanları bile iyice sarsılmaya başlayınca, o cübbeli denilen müfteri, yalancı ve fitneci şahıs, son derece dip bir seviye ile sözde buna mani olmaya kalktı, attı tuttu, kattı katıştırdı. Ortada altı koca sene boyunca, bunca meseleden herhangi birinde bile, yapabildiği bir dakikalık bir reddiye bile olmadığı halde, bir de 'Ben reddiyelerimde haklıyım' diyebildi. Alacağı karşılığı aldı, dik duruşu da gördü, hesapları da şaştı, kuru gürültünün arasında bu mücadelemize mani olabileceği zannı tutmadı, birkaç günde tükürdüğünü de yaladı. Hala merkezimizin bize dava açtığı iftirasının arkasına delil getirecek ve sözde açılmış davanın takip numarasını verecek. Ve daha neler, neler.. Bunlar herkesin bildiği meseleler. Ve o günden bu güne İsmailağa'nın kan kaybedişi çok çok hızlandı. İyice dibe vurdu. Hatta bunun ardından, bu bozuk İsmailağa'nın bazı sözde hocaları ile çirkin münasebetleri bulunan sözde üstad Kadir Mısıroğlu bile Akademi'nin tokadını yedi. O da susup kaldı. Videolarımızı kaldırtmaya çabalamaktan başka hiçbir şey yapamıyor. Her geçen gün büyük bir hızla kan kaybediyor.

Bu Masum Bayraktar grubu araya hiç girmese de İsmailağa denilen bozuk yol yıkılacak. Bunlar hedeflerine ulaşıp bu bozuk tarikatın başına geçseler de bu bozuk tarikat yıkılacak. İslamcılık akımı yıkılacak. Herkes biliyor ki dini dünya menfaat ve siyasetine alet eden islamcılık akımının bile köküne kibrit suyunu döktük ve büyük bir hızla kurumaya başladı. Hepsi de boşa kürek çekiyor.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

 Dikkat!  Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi 

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar